Araç’ın M.Ö. 1132 ile M.S. 1990 Yılları Arasındaki Kronolojisi
Milattan Önce
1132:İlk defa Timanidis adıyla belgelerde geçmesi.
1400:Gaska egemenliğinin başlaması.
1329:Hitit egemenliğine geçmesi.
1200:Dor istilası.
1100:Paglafhoeslerin egemenlik kurması.
700:Kimmer egemenliğine geçmesi.
333:İskender istilası.
279:Pontusların işgali.
Milattan Sonra
1100:Danişmentlilerin ele geçirmesi.
1132:Bizansa geçişi.
1374:Kötürüm Beyazıd camisinin yapılışı.
1451:Küre-i Hadid camisinin yapılışı.
1459:Osmanlıların egemenliğinin başlaması.
1727:Süzey camisinin yapılışı.
1866:Araç’ta belediye teşkilatının kuruluşu.
1868:Araç’ın ilçe oluşu.
1869:İlk medresenin açılışı.
1875:İlk rüştiyenin açılışı.
1889:Rüştiyenin kapanışı.
1902:Araç hamamının yapılışı.
1910:Büyük yangın felaketi.
1914:İlkokul açıldı.
1916:Veznedar camisinin yapılması.
1920:Araç Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.
1927:İlk nüfus sayımı yapıldı.
1939:İlk otomobil getirildi.
1942:Mezbaha yapıldı.
1943:Araç Orman İşletme Müdürlüğü açıldı.
1946:Belediye tarafından Kastamonu-Karabük arası otobüs seferleri başlatıldı.
1946:Halkevi açıldı.
1947:Araç Gençlik Spor Kulübu kuruldu.
1947:Araç’ın ilk haritası yapıldı.
1948:Araç’ın ilk imar planı yapıldı.
1951:Ortaokul açıldı.
1952:Orman Muhafaza Okulu açıldı.
1954:Sağlık Merkezi binası hizmete açıldı.
1961:Araç Halk Kütüphanesi açıldı.
1965:Araç Ziraat Odası kuruldu.
1966:Soförler derneği kuruldu.
1967:Tarım Kredi Kooperatifi kuruldu.
1968:Oto garajı yapıldı.
1968:Araç Gazetesi yayına başladı.
1968:Peynir imalathanesi kuruldu.
1968:İğdir Ortaokulu açıldı.
1970:Araç Lisesi açıldı.
1972:Adalet Gazetesi yayın hayatına başladı.
1973:Halk Bankası şubesi açıldı.
1975:İş Bankası şubesi açıldı.
1984:Sepetçioğlu Gazetesi yayın hayatına başladı.
1989:Orman entegre sanayi fabrikası açıldı.
1989:Araç,yaylaları ve doğası ile ilk kez televizyonda tanıtıldı.
1990:İstanbul’da Araç Yardımlaşma Derneği kuruldu
Mevcut bilgilere göre, kasabanın antik çağlardaki ilk adı Araç değil, Timanitis'tir. Alman tarihçisi R. Leonhard, Paflagonya adlı eserinde şimdiki Kastamonu, Sinop, Çankırı illerinin tamamını, Samsun, Zonguldak ve Bolu İllerinin bir kısmını içine alan bölgeye Paflagonya denildiğini ve bu bölge içindeki on iskan yerinden birinin de Timanitis (Araç) olduğunu ifade etmektedir.
Araç ismine Candaroğulları devrine ait belgelerde rastlamaktayız. Candaroğulları dönemine kadar veya o döneme çok yakın bir zamana kadar Timanitis adının kullanılmış olduğunu Araç isminin Candaroğulları zamanın da verilmiş olduğunu anlıyoruz. Bu günkü Kastamonu-Araç-Safranbolu yolu Candaroğulları zamanın da yapılmış olup, şimdiki yol standartlarına uygun olmayan hali ile ulaşıma açılmıştır. O çağda Araç, Safranbolu ile Kastamonu arasında bir menzil, bir vasıta olduğu için Araç isminin bu duruma izafeten verilmiş olduğu düşünülmektedir.
Paphlagonia (Paflagonya) adı verilen bölge içinde kalan Araç'ın tarihini ayrıca tespit etmemiz ve ayrı bir yerleşme alanı olarak düşünmemiz hatalı olacağından Araç tarihini Türk-İslam tarihine kadar Paflagonya'ya ondan sonra da Kastamonu tarihiyle beraber düşünmek uygun olur. Bu duruma göre, bu bölgeye yerleşen, hakimiyet kuran ve istila eden Milletleri tarih sırasına göre aşağıdaki gibi sıralayabiliriz; GASKA'LAR DÖNEMİNDE ARAÇ;
Gaska (Kaşka)'tar M.Ö. 1400 yıllarına doğru kuzey de Karadeniz, güney de Tuz gölü, batıda Bolu, doğu da Erzurum yöresine kadar uzanan bir saha içinde yerleşmiş ve hâkimiyet kurmuşlardır.
Bu kavim hakkında elimizde esaslı belgeler bulunmamaktadır. Hattuşaş, Alişar ve diğer yerlerde yapılan kazılarda Hitit İmparatorlarından Subbiluliuma ve oğlu Mursil II ye ait tabletlerden ancak öğrenilebilmektedir. Hitit İmparatoru Mursil II.nin Gaska' lara karşı açmış olduğu İshupitta (M.Ö.1349-1343), Timuhala-Dağğasta (M.Ö.1337-1335) ve Kalasma (M.Ö.1334-1329) savaşları sonunda toprakları tamamen Hititlere geçmiş ve hakimiyetleri sona ermiştir. HİTİLER DÖNEMİNDE ARAÇ;
Mursil II. zamanında Hitit hakimiyeti başlamıştır. Mursil M.Ö. 1330 yılında ölmüş ve yerine Mutavalla ile Hatusil III. geçmiştir. Bunlardan Hatusil III. ün bölgesi olan Kastamonu ve çevresi batıdan gelen Dor'lara karşı koyamamış ve M.Ö.1200 yıllarında yıkılıp hakimiyetleri son bulmuştur. DOR'LAR DÖNEMİ;
M.Ö.1200 yıllarına doğru gelip Paflagonya'yı istila ederek yerleşmişler ve dörtyüz yıllık karanlık bir dönem açmışlardır. Karanlık olan bu zaman içinde bu bölgeye; Paflagonya'lılar Henet'ler, Mariandyna'lar, Caukonlar, Leukausyer'ler gibi kavimler gelip yerleşmişlerdir. PAPHLÂGON'LAR DÖNEMİNDE ARAÇ;
M.Ö. 1100 yılından M.Ö. 700 yılına kadar bu bölgede bir Trak kavmi olan Papylagon'lar kalmışlardır. Kimmer'ler tarafından bu kavim bölgeye kendi adını vermişlerdir. KİMMER'LER:
Bir müddet Firikya'lılann idaresinde kalan bölgeye M.Ö.VII yüzyılın başlarında Kafkasya tarafından Kimmer’ler gelip yerleşmişlerdir. Bazi tarihçilere göre Paflagonya’lıların menşei Kimmer’lerdir. Kimmer’lerin bu bölgedeki etkinliği M.Ö.584 yılında Lidya’lıların istila haraketlerine kadar devam etmiş ve bu tarihte sona ermiştir. LİDYA'LILAR DÖNEMİNDE ARAÇ;
Lidya Kralı Giges 'in idaresindeki ordu Kimmer'leri bu bölgeden attı. Fakat Toktamış adlı bir kahraman tarafından toplanan kimmer'ler Giges'e karşı bir öç savaşına girdiler ve kazandılar çok kısa bir zaman sonra da Asurlular tarafından Toktamış öldürüldü. Böylece Kimmer'lerde ortadan kaldırılmış oldu. Bundan sonra Anadolu'nun büyük bir kısmına hakim olan Lidya Kralı Kroisos Paflagonya'yı tekrar idaresi altına aldı. ROMA VE BİZANS ÇAĞINDA ARAÇ;
Paflagonya üzerine yürüyen Roma orduları Pontusları yenerek Roma çağını başlattı. M.S.395 yılına kadar Roma idaresinde kalan bu bölge daha sonra Bizans adını alan Doğu Roma'nın idaresi altına geçmiştir. M.S. 1100 yılında Danişmentlilere bırakılan bölge 1132 yılında tekrar Bizanslılar tarafından işgal edilmiş, bir müddet sonra tekrar Danişmentlilere geçen Paflagonya 1213 yılında Çoban Hüsamettin 'in işgaliyle kesin olarak Türk hâkimiyetine girmiştir.
ARAÇTA TÜRK İSLAM ÇAĞI
SELÇUKLULAR;
Alaeddin Keykubat'a büyük hizmetlerde bulunan Emir Çoban ve oğulları Kastamonu Atabeyliğine sahip oldular. Bu şahsın zamanında bu bölge tamamen Türklerin egemenliğine geçti. CANDAROĞULLARI;
Candaroğulları hakimiyeti, Moğol Hükümdarı İlhan Gayhatu tarafından Şemseddin Yaman Candar adlı bir Türk beyinin Kastamonu Valiliğine atanmasıyla başlar. Şemseddin Yaman Candar’ dan sonra 174 yıl oğulları ve torunları Kastamonu'yu idare etmişlerdir. Bu hakimiyet Kastamonu'nun Fatih Sultan Mehmet tarafından ele geçirilip Osmanlılara bağlı ve ait bir hale getirilinceye kadar devam etmiştir.
OSMANLILAR;
Kastamonu ve çevresi 1459 yılında Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir. Bu hâkimiyet 467 yıl sürmüştür. KURTULUŞ SAVAŞI ve SONRASI ARAÇ;
Araç halkı erkeği kadını, sağlamı sakatı, genci ve yaşlısı ile Türklük için savaşmış, kahramanlığın en yükseğini, cesaretin en yücesini Kurtuluş Savaşında göstermiş, bu uğurda yedi bin evladını şehit vermiştir.
Kaymakam Aziz Bey, Belediye Başkanı Hafız İsmail, Hamit Savaşçı ve Adil Acar öncülüğünde kurulan Araç Müdafai Hukuk Cemiyeti tarihi kararlar almış; Mustafa Kemal önderliğindeki Kurtuluş Savaşına büyük destekler vermiştir.
DÖRT MEVSİM KASTAMONU
Kastamonu, kültürel zenginliği ve doğal güzellikleri ile ünlü, Karadeniz Bölgesinin en önemli illerinden biridir. İlimiz 7000 yıllık tarihi geçmişe sahip bir müze şehir görünümündedir.
Dünya'nın en güzel köşelerinden biri olan Kastamonu, büyük şehirlerin yoğun temposundan kaçmak isteyenlerin dört mevsim sığınabilecekleri bir huzur yöresi; dağlan, kanyonları, göl ve akarsuları, denizi ve yemyeşil ormanlarıyla birçok alternatifler sunan bir tatil bölgesidir.
Kalesi, Saat kulesi, camileri, medreseleri, han, hamam, şadırvanları, bedestenleri, külliyeleri ve geleneksel Türk evi ve Osmanlı mimarisi örneklerinin yoğun olarak bulunduğu ender illerdendir.
İlgaz Dağı Milli Parkı, dağcılık ve kış sporları için mükemmel bir merkezdir. Zengin orman örtüsü, çeşitli yaban hayvanları, piknik yerleri ile görenlerin unutamayacağı güzelliklere sahiptir.
Kastamonu'yu mutlaka görünüz.
İlimizin her yönüyle tanıtılmasını amaçlayan bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen komisyona, fotoğraf sanatçılarına, yayıncı kuruluşa teşekkür ederim.
Mustafa KARA Kastamonu Valisi
Kaya Mezarları, Kent merkezinin hemen güneyinde, Endüstri Meslek Lisesi altında bir ana kaya kütlesi yüzeyinde yer almaktadır. Alanda üçü anıtsal olmak üzere toplam sekiz adet kaya mezarı bulunmaktadır.
Anıtsal mezarların ikisi içerisindeki mezar odalarında ikişer adet ölü sediri yer almaktadır. Alana ismini veren Ev Kaya Mezarı sütunlu ön cephesi ve alınlığmdaki "Hayvanlar Hakimesi Tanrıça" betimlemesi ile oldukça ilgi çekmektedir.
Mezarlar M.Ö. 7.yy başlarında Frig kültürü etkisi altında, bir kaya mezarından çok açık hava kutsal tapınım alanı olarak yapılmışlardır.
Evkaya Kaya Mezarı (Kastamonu - Merkez, M.Ö. 7. yüzyıl)
Candaroğlu İsmail Bey Külliyesi
Kastamonu'nun, arkeolojik kazı ve yüzey araştırmaları sonucunda, Paleolitik dönemden günümüze kadar kesintisiz bir tarihi kronolojiye sahip olduğu görülür.
Kastamonu'nun ilk çağ tarihine bakıldığında Orta ve Son Tunç çağlarından (M.Ö. 2000-1500) bu yana barındırdığı kültür ve medeniyetler sırasıyla; Pala, Tum(m)ana, Hitit, Frig, Lydia, Pers, Helen ve Roma Devletleri olduğunu görürüz.
Antik dönemde Paphlagonia Bölgesi olarak adlandırılan bu coğrafya özellikle Roma Döneminde tarihsel olarak oldukça önem kazanmıştır
Bizans İmparatorluk ailelerinden Komnenoiler'e ait tahkimatlı bir yerleşim olarak karşımıza çıkan kent, 1084 yılı ile itibariyle Emir Kara Tigin Bey komutasındaki Türklerin eline geçse de, 1211-1212 yılına kadar egemenlik açısından kesin bir sonuç alınamaz. Bu tarihte Kayı Boyundan olan Emir Hüsameddin Çoban Bey tarafından bölge tamamen Türk hakimiyetine geçirilir ve böylece Kastamonu'da Çobanoğulları Beyliği kurulur.
Yaklaşık olarak 1295'li yıllara kadar hüküm süren bu beylikten sonra, Eflani tımarına bağlı Şemseddin Yaman Candar tarafından yine Kastamonu merkezli Candaroğulları Beyliği kurulur.
Bu dönemde kent bir ilim ve sanat merkezi haline gelerek, dönem Türk-İslâm dünyası içerinde saygın bir konuma gelir. 1461 tarihine gelindiğinde Fatih Sultan Mehmed, beyliği Osmanlı Devleti sınırlarına katarak önemli bir sancak haline getirmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, idari taksimat bakımından, geçmişten gelen bir yönetim merkezi olma özelliğini sürdüren Kastamonu Sancağı doğuda Samsun, batıda İzmit, güneyde Kalecik ve kuzeydeki doğal sınırı olan Karadeniz sahili ile imparatorluğun geniş bir eyaleti olarak, Cumhuriyete kadar bir idari merkez konumunu sürdürmüştür. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte yapılan yeni idari değişikliklerle Kastamonu 12 ilçesiyle birlikte, il olma özelliğini korumuştur.
Mahmut Bey Camii Kasaba Köyü - Kastamonu
Nasrullah Camii ve Şadırvanı
Kastamonu "Evliyalar Şehri" olarak da ünlenmiştir. Başta Şaban-ı Veli olmak üzere birçok alimden kalan eserler ve hatıralar Kastamonu'yu turizmde ilgi odaklarından biri haline getirmiştir.
Şaban-ı Veli Külliyesi. Yanda Şaban-ı Veli Türbesi'ndeki Sandukası
biridir. Şehrin batısında bir ana kaya kütlesi üzerinde bulunan kale M.S. 12. yy'da Komnenoslar tarafından yaptırılmıştır. Orijinal yapıdan günümüze sadece iç kale kısmı ulaşmış olan Kalenin dış surları 18.yy sonlarında yok olmuştur.
Kalenin çeşitli dönemler içerisinde geçirmiş olduğu değişiklikler, yapının bir Ortaçağ Bizans yapısından çok Türk mimarisini yansıtmasına neden olmuştur.
Kalenin şehirden yaklaşık 120 metre yüksekte olması ve ulaşım yönünden oldukça kolay olması Kastamonu'yu panaromik açıdan izlenebilecek en iyi yer konumunda olmasını da sağlamıştır. Kale içerisinde sarnıçlar, zindan, kaçış tünelleri ve "Bayraklı Sultan" olarak anılan türbe bulunmaktadır.
Kastamonu Kalesi'nin Genel Görünümü
Çevresindeki 19- yüzyıl anıtsal kamu yapılarıyla birlikte geçmişe ait bir panaroma oluşturan Hükümet Konağı 1902 yılında ulusal mimari akımının kurucusu Mimar Vedat Tek tarafından yapılmıştır.
Zemin üstüne iki kat olarak yapılan bina, stil açısından batı klasizmi ile dış duvar süslemeleri ve pencere şekillerindeki Osmanlı oryantalizminin bir eklektizmini taşımaktadır.
Yapı 102 senedir hem işlevini değiştirmeden hem de ciddi bir anlamda bir restorasyon geçirmeksizin günümüzde Kastamonu'nun yaşayan sembollerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.
Kastamonu Hükümet Konağı
Atatürk İnebolu'da (27 Ağustos 1925)
Çanakkale Savaşlarından başlayarak Milli Mücadele yıllarında artarak devam eden Kastamonu insanının göstermiş olduğu yararlılıklar nedeniyle, Mustafa Kemal Atatürk 1925 yılı 23 Ağustos günü Kastamonu İnebolu ilçesinden başlatmış olduğu "Şapka ve Kıyafet İnkılâbı" ile onurlandırmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün bu inkılâbı gerçekleştirmek için seçtiği yer; milletini seven geleneklerine bağlı ve uygar Kastamonu halkının arası olması tesadüfi değildir.
Türkiye'de bir ilk ve tek olarak T.B.M.M. tarafından 9 Nisan 1924 tarihinde İnebolu ilçemiz Mavnacılar Loncasına verilmiş olan Beyaz Şeritli İstiklâl Madalyası ve Vesikası'da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilimize vermiş olduğu yüksek onurlardan bir diğeridir.
Milli Mücadelede hiç işgal görmediği halde verdiği şehit sayısı ile en fazla şehit verenler sıralamasında üçüncü il olan Kastamonu'nun Milli Kurtuluşa vermiş olduğu destek her anlamda büyüktür.
Şehit Şerife Bacı Anıtı
Saylav Sakak'ta Kastamonu Evleri
Münire Medresesi
Savaşın kazanılmasında önemli bir etken olan İnebolu-Ankara lojistik hattında, İnebolu mavnacılarından başlayarak, kağnı kollarını çeken Şerife Bacılar, Halime Çavuşlar, Necibe Nineler ve 10 Aralık 1919 tarihinde Anadolu'nun ilk kadınlar mitingini yapan kadınlarımız, Kastamonu'nun Milli Mücadele'deki anıtsal isimleri olmuşlardır
Nasrullah Köprüsü ve Kastamonu'da Akşam
Kastamonu Konakları
Kastamonu Konakları
Sadece Kastamonu kent merkezi içinde yer alan 534 adet taşınmaz kültür varlığından 400 adedini yaklaşık 150 yıllık sivil mimarlık örnekleri oluşturmaktadır. Kent merkezinden sonra konak yoğunluğu açısından sıralamada İnebolu ve Taşköprü ilçelerimiz gelmektedir. Kastamonu'da konaklar, diğer kültürel yapılarla birlikte şehrin kültürel kimliğinin korunmuşluk öğesi olarak göze çarpmaktadır.
İnebolu Evleri
Konak kapı ayna ve tokmağı
dolayı sivil mimarlık öğeleri de, içinde bulundukları yörenin beşeri coğrafyasına uygun olarak yapım tekniği ve tasarımlarında oldukça zengin bir çeşitlilik sunmaktadırlar
Özellikle kent merkezinde yer alan konakların en önemli özellikleri arasında ilk başta gelen unsur, her bir yapının ön cephelerinde farklı mimari tasarım ve estetik anlayışın hayata geçirilmiş olmasıdır. Yani bu belirli bir " Kastamonu Konağı " denilebilecek bir olgunun ortaya çıkması değil, 400 adet farklı mimari yapının varlığı anlamına gelmektedir.
Kırkodah Konağı-Kastamonu
. <
katlar ise evin konukları için ayrılmış özel mekânlar olarak tasarlanmışlardır.
Sivft mimarlık yapıları inşa edilirken çevreye saygı ön planda tutulmuştur. Komşunuzun güneşini, gölgesini ve manzarasını engellememek, bulunduğu alanı en iyi şekilde değerlendirme düşüncesi, Kastamonu'da yer alan konaklarda en iyi şekliyle görülmektedir.
Arkeoloji Müzesi
Bu özellik Kastamonu'nun binlerce yıllık kültür birikiminin yanında, özellikle Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde bir idari merkez olması, ülkenin her yanında gelen yönetici, memur, asker, zanaatkar ve tüccarların kendi kültürleri ile burada varolan kültürel alt yapının birleşmesinden doğan eklektizmi ile açıklanabilir.
Kastamonu konaklarındaki bir diğer önemli farklık ise; diğer konakları ile ünlü kentlerle karşılaştırıldığında ortaya çıkmaktadır. Kastamonu'nun üç katlı konaklarında birinci kat, diğer kentlerde olduğu gibi sağır değil, birebir hayata açılan ve günlük yaşamın başladığı ve hayat bulduğu kat olmasıdır.
İkinci katlar aile yaşamının ortak alanı iken, üçüncü
İhsangazi yolundan İlgaz'ın görünümü.
Karadeniz'in tipik iklim özelliklerini taşıyan Kastamonu İli zengin florası ve bu floranın çeşitliliği ile doğa severlerin vazgeçemeyecekleri bir Arboretum'dur. Dört mevsimin kendine has güzellikleri, görmek isteyenlere bir tablo zerafetiyle sunulur doğa tarafından.
Şenpazar'da Sonbahar
Kastamonu Karanfili
Kapısuyu-Cide
Dağlarımız üzerindeki akarsuların oluşturmuş olduğu derin vadi, kanyon, şelale ve diğer jeolojik oluşumlarla eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan Kastamonu, 1600 metreye varan yaylaları, 135 kilometrelik sahili ve İlgaz Dağlarındaki kış turizmi ile Türkiye'ni ender turizm çeşitliliğine sahip kentlerinden biridir.
Coğrafi bakımdan yeryüzü şekillerinin dağılımına bakıldığında, Kastamonu'nun %76.4'ü dağlık, % 21.6'sı platolar ve % 3.8'i ise ovalardan oluştuğu görülür. Bu coğrafi dağılımda ormanlarımız yaklaşık olarak %64'lük bir alanı kaplarken tarım alanları ise %30'luk bir paya sahiptir.
Dipsizgöl- Tosya
KASTAMONU'DA BİR HAFTALIK TUR PROGRAMI
I.GUN: Kastamonu Hükümet Konağı ve Kent Tarihi Müzesi'nin gezilmesi, Saat Kulesi'nden şehre panaromik bir bakış,
Nasrullah Camii ve meydanının gezilmesi, Münire Medresesi, Yılanlı Darüşifaa ardından Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi'nin gezilmesi. Saylav Sokak üzerindeki Kastamonu konaklarının görülmesi ve Hacı Tahir Efendi Konağı'nın ardından Arkeoloji Müzesi'nin gezilmesi. Öğle yemeği sonrasında Şaban-ı Velî külliyesi ardından da Kastamonu Kalesi'ne çıkış. Ellezler Konağı El Dokumaları Müzesi ve Teşhir Merkezi'ni ziyareten sonra, Ev Kaya kaya mezarlarının gezilmesi, Mimar Vedat Tek Anı-Sanat-Restorasyon Merkezi, İsmailbey Külliyesi ile El Sanatları Teşhir Merkezinin gezilmesi. Son olarak Kasaba Köyü Mahmut Bey Camii gezilerek 1, günü bitiriyoruz.
2.GUN: Şehrin kuzeyinde sahil programı olarak ilk başta Küre Belören Köyü'nü ziyaretten sonra Ersizlerdere Kanyonu girişinde Ecevit Çorbası içilmesi. Buradan İnebolu'ya geçilip Türk Ocağı Binası, Nezihe Battal Kültür Evi ve diğer İnebolu evlerinin görülmesi. Abana'ya gelmeden önce Beldeğirmeni'nde mola verip asırlık çınarın gölgesinde çayımızı içiyoruz. Daha sonra Abana üzerinden Çatalzeytin'e yolculuk. Burada Ginolu Koyu'nda dinlenme ve Yaralıgöz Dağı üzerinden Kastamonu'ya.
3-4.GUN: Azdavay üzerinden Pınarbaşı Paşa Konağı'na yolculuk. 3- gün, Ilgarini Mağarası, Valla Kanyonu'nun gezilmesi. 4. gün, Horma Kanyonu ve Ilıca Şelalesi'nin gezilmesi ve Kastamonu'ya dönüş.
5.GUN: Kastamonu'nun 45 km. uzağındaki Taşköprü ilçesine hareket ve Pompeiopolis antik kentinin gezilmesinin ardından yöreye özgü kuyu kebabı ile öğlen yemeğinin yenmesi. Yemek sonrasında ilçe içerisindeki tarihi Taşköprü, hükümet konağı ve konakların görülmesi sonrasında Kastamonu'ya dönüş.
6.GUN:Küre Dağlan üzerinden Cide'ye hareket. Cide'de öğle yemeğinde balık alındıktan sonra Gideros Koyu'nda denize girmek. Akşam Kastamonu'ya dönüş.
7.GUN: İlin batısında yer alan Araç ilçemize giderek, buradan 1600 metre yükseltideki Dereyayla serisi üzerinde treek-ing parkuru içinde dolaşarak, Sıragömü-Fındıklı-Gölcük-Munay yaylalarını geziyor, hem yayla kültürü içindeki Çantı mimari örneklerini görüp, hem de dinlencemizi Munay Yaylası'nda piknik yaparak veriyoruz.
KASTAMONU'DA FESTİVAL VE ŞENLİKLER
l-Şaban-ı Velî ve Kastamonu Evliyalarını Anma Haftası (Mayıs ayının İlk Cuma Günü Başlar, 3 Gün- Kastamonu)
49. Mimar Vedat Tek Anı, Sanat ve Restorasyon Merkezi
50. Toprakçılar Evleri
54. Kuleli Konak (Corukzade Konağı)
55. Atatürk Anıtı
56.Şaban-ı Veli Külliyesi
58. Saat Kulesi
59. Cevizli Park
60. Kırkodalı Konağı Kültür ve Sanat
Merkezi
61.Ellezler konağı
B.KON AKLAMA TESİSLERİ
HOTELS 51. Selvi Otel 53. Mütevelli Oteli
30. idrisoğlu Otel
31.Turaş Otel
32.Rugancı Otel 42. Osmanlı Sarayı
D. SOSYAL-SPOR TESİSLERİ
SOCIAL-SPORTS FOUNDATIONS
33.Hüsnü Tandoğan Spor Salonu
34.Kapalı Yüzme Havuzu 63. Atatürk Spor Salonu
C. KAMU KURUMLARI
OFFICIAL DEPARTMENTS
4.Emniyet Müdürlüğü
5.Turizm Danışma Bürosu 16. Belediye
37. il Kültür ve Turizm Müdürlüğü
(Kültür Merkezi) 52. Öğretmenevi 57. G.Ü. Eğitim Fakültesi 62. G.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi 64. G.Ü.Orman Fakültesi
Bu broşür Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi tarafından bastırılmıştır.
www.kastamonuozelidare.gov.tr
Fotoğraflar: Aykut İNCE-Ali İhsan GÖKÇEN-Fahri ÖZBEK
Kastamonu Valiliği Kent Tarihi Müzesi Arşivi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arşivlerinden faydalanılmıştır. Grafik-Metin: Fahri ÖZBEK - Murat KARASALİHOĞLU
Uygulama ve Baskı: Dönence Basım ve Yayın Hizmetleri - İstanbul Tel: 0212 51 I 18 89